Randevu Hattı

0232 252 01 07 (pbx)

info@gaziemirtipmerkezi.com

Hasta Hizmetleri

Kardiyoloji

Koroner Arter Hastalığı

Koroner arter hastalığı günümüzde en sık görülen ve en önemli sağlık sorunlarından biridir. Koroner arter hastalığı kalp kasını besleyen koroner arterlerin tıkanıklığına verilen addır ve nedeni ateroskleroz denilen damar sertliğidir. Bu hastalığın en önemli özelliği ileri evrelerde hayatı tehdit edebilen miyokard enfarktüsüne yol açabilmesidir. Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin bilinerek koruyucu önlemlerin alınması, hastalığın tedavisi kadar, hatta daha da önemlidir.

Koroner Arter Hastalığı

Koroner arter hastalığı günümüzde en sık görülen ve en önemli sağlık sorunlarından biridir. Koroner arter hastalığı kalp kasını besleyen koroner arterlerin tıkanıklığına verilen addır ve nedeni ateroskleroz denilen damar sertliğidir. Bu hastalığın en önemli özelliği ileri evrelerde hayatı tehdit edebilen miyokard enfarktüsüne yol açabilmesidir. Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin bilinerek koruyucu önlemlerin alınması, hastalığın tedavisi kadar, hatta daha da önemlidir.

Hipertansiyon

Hipertansiyon basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da daha doğru söylemek gerekirse kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bu nedenle de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte oldukça güçtür.

Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir yetişkinde 120/80 mmHg'dır (milimetre civa). Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyecanlıyken yüksektir. Normal şartlarda, sürekli olarak kan basıncı 120/80 mmHg (milimetre civa) üzerinde olan kişiler hipertansiyon hastalığı adayı kabul edilmektedir. Kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir. Kan basıncı aynı birey içinde ve bireyler arasında farklılık gösterir. Bu nedenle bireyin kan basıncı (kan basıncının sfingomanometre ile ayrı ayrı zamanlarda en az 3 kez ölçülmesi) ortalaması alınarak belirlenmelidir. Hipertansiyon kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, göz ve böbrek hastalıkları için ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur. Bir kez teşhis yapılıp tedavi başlanırsa artan kan basıncı düşürülebilir, kalp ve kalp dolaşım sistemindeki hastalık riski azaltılabilir.

Kalp Yetmezliği

Kalbin kan pompalama gücünün yetersiz olduğu ciddi bir hastalıktır. Vücuda yeterli kan akımı olmaz, akım bozulduğu için kalbe dönemeyen kanın damarlarda birikmesidir.Pompalama yetersizliği, kalbin kendi damarlarına ait hastalıklar, kalp kası hastalıkları, kalp kapakçık hastalıkları, tansiyon yüksekliği ve alkole bağlı olarak ortaya çıkar.Egzersiz, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, düzenli ilaç kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri öğrenilerek kalp yetmezliği ile savaşılabilir.

Kalp Kapak Hastalıkları

Kan, kalbinizden bir yöne doğru pompalanırken kalp kapakları sayesinde kanın geri kaçması önlenmektedir. Bu kapaklar, tek yöne doğru açılan kapılar gibi görev yapmaktadır. Kalbimizde 4 adet kapak vardır:

  • Aort kapak
  • Mitral kapak
  • Trikuspit kapak
  • Pulmoner kapak
  • Hem yetmezlik hem darlık, belirli derecelere kadar ameliyat gerektirmeyebilirler. Ancak, kalbin yapısı bozulmaya başlarsa, akciğerlerde veya damar yapısında bozulmalara yol açıyorsa, kalbin düzenli olarak çalışmasını engelliyorsa ameliyatla düzeltilmelidirler. Ameliyat sırasında uygulanacak ilk tercih kapağın onarımıdır. Kalp kapağının onarıma müsait olup olmadığı operasyon öncesinde de bir takım tetkiklerle anlaşılmaya çalışılsa da en iyi şekilde ancak operasyon sırasında anlaşılabilmektedir. Bu konunun detaylarını cerrahınızdan öğrenebilirsiniz.

    Kapaklarınız onarıma müsait değilse suni kapaklarla değiştirilmesi gerekmektedir. Kapak çeşitleri ve özellikleri hakkında detaylı bilgiyi cerrahınızdan alabilirsiniz.

    Kalp Ritim Bozuklukları

    Normalde kalp atımı sağ kulakçıktan başlar. Sağ kulakçıkta elektrik uyaranlar çıkaran sinüs düğümü adı verilen özel hücre grupları vardır (Doğal kalp pili).

    Uyaran kulakçıktan atriventriküler düğüme gelir. Atrioventriküler Düğüm, uyaranı karıncıklara taşıyan yollarla(Sağ Dal, Sol Dal) bağlantılıdır. Uyaranın bu yollar aracılığı ile bütün kalpte dolaşması sonunda önce kulakçıklar kasılarak kan karıncıklara pompalanır. Saniyeden kısa bir süre içinde kasılan karıncıklar yardımıyla kan tüm vücuda dağıtılır.Bu işlem normalde dakikada 60-100 kez tekrarlanır.Kalp ritim bozukluğu, kalbin normal atım düzeninden farklı şekilde atması olarak tarif edilebilir. Halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, baş dönmesi, göğüs bölgesinde ağrılar, korku ve nadir olarak baygınlık gibi belirtiler görülür. Ancak, kalp ritim bozuklukları her zaman rahatsızlıklara neden olmayabilir.

    Senkop (Bayılma)

    Senkop bayılma demektir. Beyin kan akımının önemli ölçüde ve geçici olarak azalması sonucu gelişen geçici şuur ve duruş (postür) kaybı olarak tanımlanır. Yani hastanın bayılma sırasında şuuru kaybolduğundan olup biteni hatırlayamaz, duruş kaybı olduğundan düşer ve hatta bu arada çarpmaya bağlı yaralanmalar olabilir. Hasta düştüğü zaman, yer çekimi kanı beyinden daha fazla aşağıya çekemez, beynin kanlanması düzelir ve bilinç yerine gelir. Yani düşmeye bağlı yaralanma ve buna ait problemler olmazsa senkop sonrasında hasta tam olarak kendine gelir.

    Senkopun kendisi bir hastalık değildir. Altta yatan bir nedenin görünen yüzüdür.

    Senkop, kalbe bağlı veya kalp dışı nedenlerden oluşan, sebebe yönelik inceleme ve tedavi gerektiren bir durumdur.

    Lipid Bozuklukluklar

    Kalp ve damar hastalıkları Türkiye'de ve diğer ülkelerde ölüm ve kalıcı sakatlıklara yol açan yaygın sorunlardır. Türkiye’de 6 milyon kişide kan kolesterol düzeyi sınırda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kişide yüksektir (240 mg/dl). Gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıkları ilk sıradadır ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi sorunların düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü kalp ve damar hastalıklarını 1 numaralı insanlık düşmanı ilan etmiştir. Kalp ve damar hastalıklarını kolaylaştıran faktörlere kardiyovasküler risk faktörleri adı verilir. Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması hasta için risktir ve kolesterol yüksekliği bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.

    Bu durum bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar. Kolesterol yüksekliğinde belirti ve bulgular çoğu zaman ani kolesterol yükselmesine bağlı değildir, uzun süreli kolesterol yüksekliğinin damar duvarında kolesterol birikmesine yol açmasının sonucudur. Yani kolesterolünüz şu andaki değerinin 2-3 katına yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zararı olmaz. Asıl sorun sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekliği olmasıdır. Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi bu damarlarda tıkanma ve daralmanın sonucu göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi sorunlara neden olur. Bunların sonucu hasta koroner by pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olması felçlere, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına yol açar. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri daha küçük damarları tıkayarak çok değişik sorunlara yol açabilirler: Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak ölümüne, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene yol açabilirler.

    Kolesterol yüksekliğine bağlı sorunlar ortaya çıktığı zaman hasta geç kalmış olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekliğini önlemek, yükselmişse düşürmek çok önemlidir.

    Perikarditler

    Kalbin etrafını saran ince kese şeklindeki membranın adı perikardtır. Perikardın zedelenmesi ve şişmesi ile karakterli iltihabına perikardit denir ve göğüs ağrısı başta olmak üzere bulgu verir. Akut veya kronik şekilde gözlenebilir. Keskin göğüs ağrısı akut perikarditin bulgusudur. Ciddi vakaların tedavisinde ilaç uygulamaları ve cerrahi söz konusudur.

    Erken tanı ve tedavi hastalığın uzun vadeli komplikasyonlarını azaltmak için gereklidir.

    Kardiyomiyopatiler

    Kalp adalesinin hastalıklarına kardiyomiyopati denir. Etiolojile-rine göre primer ve sekonder (spesifik) olarak ikiye ayrılırlar. Primer kardiyomiyopatiler etiyolojisi bilinmeyen (koroner kalp hastalığı, kapak hastalığı, hipertansiyon veya pulmoner hipertansiyon, enfeksiyon, toksisite, konjenital kalp-damar defektleri ve perikart hastalıkları olmadan) oluşan miyokart hastalıklarına denir. Sekonder (spesifik) kardiyomiyopatiler ise belli bir etiyolojisi olanlardır.

    Kardiyolojik Tetkikler

    EKG

    Kalpte oluşan elektrik akımlarının kâğıda yazdırılma işlemine elektrokardiyografi (EKG, elektro, elektrokardiyogram) denir.

    Egzersiz EKG / Efor Testi: Göğüs ağrısının kalp nedenli olup olmadığının değerlendirilmesi, egzersiz kapasitesini değerlendirmesi, egzersiz programı başlanacak hastaların uygunluğu, hastaların kullandığı ilaçların etkinliğinin değerlendirilmesi, koroner arter hastalığında risk belirlemesi ve egzersiz sırasında olan ritim bozukluklarını tayin etmek amacıyla yapılır.

    Tekrarlanabilmesi, girişimsel bir yöntem olmaması nedeniyle temel tarama ve tanı metotlarından biridir. Yürüyüş bandında basamaklı olarak hız ve eğim artışına bağlı kalbin EKG kayıtlarındaki değişiklikler değerlendirilerek inceleme yapılır. Ortalama test süresi 15 dakika civarındadır.

    Holter EKG (Ritim Holter)

    Holter EKG, kalbin elektrik aktivitesinin 24 saat veya daha uzun süreli olarak kaydedilmesi işleminin adıdır. Ritim Holter (veya EKG Holter) olarak da anılır.

    Holter EKG ne zaman / kimlerde gerekir?

    Holter EKG kalp aritmilerinde veya kalp aritmisine yol açan hastalıklarda sık kullanılan bir tetkiktir. Bu ritim bozukluğu kalpte çok hızlı veya çok yavaş atımlar veya anlık duraklamalar şeklinde olabilir. Çok kısa sürebilen ve ara ara olan bu durum muayene sırasında çekilen EKG de çoğu zaman saptanamaz. Bu nedenle zaman zaman olan bu ritim bozukluklarının saptanması için Holter EKG (ritim Holter) tetkiki gerekir.

    Holter EKG hangi hastalıkların tanısında yardımcı olur?

    Holter EKG aşağıdaki hastalıkların tanısında kullanılır:

  • Çarpıntı ve ritim bozuklukları
  • Fenalık hissi
  • Bayılma
  • Ani halsizlik-nefes darlığı ve
  • Kalp krizi sonrasında bazı hastalarda ölümcül ritim bozukluğu riskinin belirlenmesi amacıyla kullanılmaktadır.
  • Ekokardiyografi

    Ekokardiyografi kalbin ses dalgaları yolu ile (ultrason) iç yapısının ve işlevlerinin incelenmesidir. Yaygın olarak kullanılan yüzeysel ekokardiyografi (transtorasik) yönteminin yetersiz kaldığı bazı durumlarda yemek borusu yolu ile ekokardiyografi yapılması gerekebilir.

    Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir: kalpte pıhtı veya enfeksiyon varlığının araştırılması, yapay kapak işlevlerinin değerlendirilmesi, ana atardamar-aort yırtılmalarının aranması, kalp deliklerinin incelenmesi, kalp kapak yetersizliklerinin ciddiyetinin belirlenmesi, kalp kapak tamiri veya kalp deliklerinin kapatılması ameliyatları sırasında ve sonrasında, işlem başarısının değerlendirilmesi.

    Bazen de akciğer hastalığı, şekil bozukluğu gibi nedenlerle hastanın göğüs yapısı yeterli kalitede ekokardiyografik görüntü alınmasına izin vermediği durumlarda TÖE yöntemine başvurulur. Bazı hallerde TÖE sırasında kalbin iç sınırının daha iyi görüntülenmesi, kalp kası kanlanmasının gösterilmesi ve kalp içi şantların saptanması amacıyla kontrast maddeler(boyalı ilaçlar)kullanılabilmektedir.

    Kalp Sintigrafisi

    Kalp sintigrafisi nükleer tıp yöntemlerinden biridir. Gerekli radyoaktif madde damar yoluyla hastaya verildikten sonra iki aşamalı bir şekilde yapılır. Anjiyo öncesi ve sonrasında 40 yaş üstü ailesinde kalp krizi geçirmiş herkesi tarama amacıyla bay pas öncesi ve sonrasında stent öncesi ve sonrasında veya preop değerlendirme dediğimiz operasyon öncesinde riskli bulduğumuz hasta grubunda mutlaka kalp sintigrafisi yapmak gerekir. Kalp sintigrafisinin yapılma biçimi biraz meşakkatlidir. Ancak kesin sonuca ulaştırır. Hasta ilk geldiğinde aç gelmeli damar yolu açıldıktan sonra radyoaktif maddesi hazırlanmalı daha sonra hasta bir süre efor yaptırıldıktan sonra verilen radyoaktif maddeyle önce eforlu çekim yapılır daha sonra dinlendirilip ikinci aşamada direk radyoaktif madde verilip bu seferde dinlenirken kalbin beslenmesine bakmak için rest çekimleri dediğimiz ikinci aşama yapılır. Bu toplam yaklaşık 2,5 ila 3 saat sürmektedir. Ancak bu yöntemle muzip olmayan imimuzip olmayan bir şekilde kalp damarlarının beslediği bütün alanlar rahatça görülebilir. Aktif madde teknesyum olduğu için yarı ömrü 6 saat olduğu için hasta rahatça evine gidebilir, herhangi bir izolasyon gerekmemektedir.